25 Nisan 2014 Cuma

insanî


Geçirmişler boynuna 
insani boyutlu yularımsı ipi,
farkında mısın? 

Ağzından çıkan renk, edilgen mavi…

“insanî”
j.ak
25.Nisan.2014




17 Nisan 2014 Perşembe

serde kadim

Alın çizgilerime verdiğim paye,
inanç ihtiyacına verilmiş cevap.
Yüzüme,
 yeni bir harita çizmiş zaman.
Aynada bir kazı
gerçek,
sırrında kadem.
Damgalanmış,
el dokuması halı deseni
yerde duran o atın
koşunmuş yelesindeyim.
Bir sevda düşmüş gibi okum
yerde gökte taşta
ve her yerde.
En çok da
ak memeli kızın yüreğinde.
Gerçek, serde kadim
aynadaysa,
yalan bir tarihi
yazıyor da yazıyor yüzüme.

“serde kadim”
j.ak
17.Nisan.2014



12 Nisan 2014 Cumartesi

imzasız sözleşme

Huzuruma çıkıyorum bu ara izinsiz
kara parçalarımın küçük dağlarına
inen sis, kara.
Huzurdayım, yol yorgunu,
çakıllarla minareler çekilir
her dalgada
Işıklara bakan yüzünden şehrin,
kayıt dışı.
Düşünmeye fırsat olmaz
düşerken aşka,
yokluğa, ya da umuda.
Öğrenmiş oluruz belki de 
ne beklediğimizi,
son solukta.
Huzuruma çıkıyorum atalet iştahlısı
yanımda imzasız bir sözleşme
yalnızlığın ıslak ışığında okuyabildiğim
kendime.
Huzurumdayım
rahatsız edilmeyi beklercesine
ormanla deniz arasında
bakımsız bir evde.

"imzasız sözleşme"
j.ak
12. Nisan. 2014

7 Nisan 2014 Pazartesi

haberimiz yokken

Geçtiğimiz yıllardan çağır beni
burası uzak.
Yanmış basamaklarından bahsedelim
merdivenin,
yıkanmış ve
yazılmamış olsun rolleri.
Dilsiz çocuğu aşk olsun sansürün
pandomim serbest
ve geçtiğimiz asırdan mirasmış meğer
azla yetinmek.
Haberimiz yokken haberleşelim
bunca yaraya bürünmüşken
şehrin göz değmeyen gölgeleri
ve dönüşürken sokaklar, topraklar,
leylak ağacını köküyle eve alan Zehra’nın
ihtiyaç listesindeki ilaç olalım
kaçıncı önceliği o hastalık, bilmeden.
Hep yaz olan mevsimlerden çağır beni ki
ısınmış olsun ellerim,
bunca zaman geceye
ve bunca gece bürünmüşken sessizliğe,
körfezden göğe ışıyan yakamozun
sesi olup,
haberleşelim…

“haberimiz yokken”
j.ak

7.Nisan.2014

4 Nisan 2014 Cuma

ruhlarımız memnun oldu

aynı yağmurdan içtik kör kütük
güneşi farklı açılardan gördük
acılardan  yaprak açtık
balta girmemiş rüyalarda taş olduk.

su olduk sonra bir vakit, yetmedik,
kuru dudaklarımızdan içtik.
kara budaklarımızdan içtik.
karalar bağlanmış
–ki-
topu topu üçte iki.
tanıştığımızda ölü müydük?
ruhlarımız memnun oldu,
kör kütük yanmıştık.

kara sularından çocuklar uçtu
birleşik masumiyet cumhuriyetinin
kimlikler sorulduğunda
güneşin kör karanlığında
ayaktaydılar.

sorulduğunda kimlikler
ay tozu serpilmişti çıplak bedenime
ve sevişmeyi bekliyordum özgürlükle.

uçmagda bulmuş çocuklar sonra,
aşkımızı.

“ruhlarımız memnun oldu”
j.ak
24.Mart/2014