15 Temmuz 2013 Pazartesi

müziğin sepya rengi

her seferinde biliyordum
yalın ayak olduğumu,
çıkarken düşlerimden.
ne umduğumu üstelik
hiç farketmeden,
bilinçaltımla karşılıklı
bahsetmişim bir çok kez
konu dışı meselelerden.

sudan hafif, havadan ağırdı
malum öğretiler…

sepya rengine boyanmış,
bir beste vardı sokakta, 
anonim.
çıplaksa ayakların görebildiğin.
derin bir akıntıyla  yüzyüze,
yüzüp durdu gözlerim.
bu yüzdenmiş meğer,
pür dikkat tedbirsizliğim.

“müziğin sepya rengi”
j.ak
15.Temmuz.2013




11 Temmuz 2013 Perşembe

bir kala

bir kala görünür oldu mavilerim
boş direğinde, bir yelkenlinin
en parlak ezgileri kundaklarken içim
ıskotaya sabitlenmişti
o kalınca düğüm.
fakat gel gelelim 
bir an için durup 
gümüşten çizgilerini bulmuştuk 
anarşist gökyüzünün.
çünkü huzursuz uykuları,
deli bir borayla doldurmuştu dün
sonra birden bir kala,
gecenin kopkoyu pankartına
bir oğul daha yazdı 
kalleş ölüm!
söz trafiğine kapatılmış caddede
yürüdü gözyaşları
ve sessiz bir çığlıkla 
battı gün.
bir Haziran yıldızı daha
artık ölümsüz hüzün...

"bir kala"
j.ak
11.Temmuz.2013


                      Edebiyat Gazetesi sunumu...