26 Eylül 2017 Salı

Kerkük Manileri - 2

Hey gidi koca Kerkük, 
Türk'ün beşiği Kerkük 
Ayak direyen kız gibi, 

Üç pula satılan Kerkük.

Baharım var yazım var, 
Küskün alın yazım var,
Kerkük ellerin değil, 

Türkmenime sözüm var.

j.ak
25. Eylül.2017

23 Eylül 2017 Cumartesi

KERKÜK MANİLERİ...

Tuzaklara ihanete
Boynu bükük kalmasın
Hırsız bedevilere
Kerkük'üm yâr olmasın


Kerkük destan yazmalı
Acılarım yuyacak
Gelin kızlar al yazmalı
Türküsünü yakacak


Ozanımın sazına
Türkülerin sözüne
Yiğitlerim baş koydu 

Kerküğümün yoluna

Er gibi çık meydana
Sürdün canlarım yâda
Gitmemek yana yana
Sınırdan da o yana


Gök mavidir Kerküğüm
Canlarını sevdiğim
Kiliminin motifine
Acısını gömdüğüm


Gün ola ay dolana, 
Kerkük'te semah döne
Ahali Cem'e vara, 

Can sızım şene döne

İlimin Taşköprü'sü 
Ne bitmez can yarası
Kale içinden ay dost 

Türk hoyratı manisi

Yıktılar köprümüzü
Kırdılar kalemizi
Kerkük'te Türk'e ait
Biter mi hiç kalem izi.



"Kerkük Manileri"
j.ak
23. Eylül.2017



21 Eylül 2017 Perşembe

DİNCİLEŞMEYE EKONOMİK YAKLAŞIM

Türkiye'deki liberal ekonomiye geçiş süreci kayıt dışılığı da beraberinde getirdi. 
Göçmen işçiler işte bu kayıt dışılığın amortisörü oldu. 


En çok Türkistan'dan gelmektedir bu kayıt dışı işçiler ve kullanılmaktadır.
Peki Türkistan'daki eğitim dinci bir eğitim mi yoksa laik bir eğitim mi? Yüzde yüz laik. 


Türkiye'deki dinci eğitimle beraber yürütülen karşı devrim sonucu oluşacak olan dincileşmeye Türkistan'dan ve Gürcistan'dan gelen göçmen işçiler ayak uydurabilir mi? Hayır asla. Zaten pek çoğu da Türkiye'deki işvereninden daha eğitimli! 


Biliyoruz ki Amerika'nın Afganistan'a girme planları var. Hala hazırda Türkiye'de var olan Suriyeli (müslüman din kardeşleri/miz) arapların yanı-sıra Afganistan'dan da Türkiye'deki dincileşmeye gayet rahat ayak uydurabilecek olan Afgan mülteciler geleceklerdir.


Peki Türkistan'dan (Orta Asya'dan) gelen göçmenler nereye kaçacak? Tabii ki Rusya'ya...


Zaten bu durum hem Türkiye'nin Türkleşmekte olmasından rahatsızlık duyan etnik azınlıkların ve Türkiye yönetiminin, hem siyasal islamlaşmamızı isteyen Amerika'nın, hem de Orta Asya'yı hala daha arka bahçesi olarak gören Rusya'nın işine gelen bir durumdur.


***

Türkiye'deki dincileşme sürecinden en çok etkilenecek olanlar, kuşkusuz Azerbaycan'dan gelen göçmen işçiler olacaktır. Mezhep farklılığı gözetilecek çünkü.

Ama gelin görün ki laik eğitim almış Orta Asyalı göçmen işçilerin ve Azerbaycanlı göçmenlerin yapabildiği işleri ne suriyeliler, ne afganlılar ne de bangladeşliler yapabilir...

Hal böyleyken bir bakalım bu soydaş göçmenler hangi sektörleri ayakta tutuyor hatta kalkınmalarında kaldıraç vazifesi görüyor...

1- Tekstil
2- Tarım (Fındık-zeytin)
3- Dericilik
4- Hizmet.

Rusya'da "kendi tekstilini giy" şeklindeki söylem artık neredeyse sloganlaşmış bir cümle. Demek ki Rusya'nın tekstili elimizden çalma ihtimali yükseliyor.

Tarım deseniz Karadeniz'deki fındık üreticisinin vaziyeti ortada. Zeytinden ise bahsetmek dahi istemiyorum. Ağaçlarımız katlediliyor gün be gün... 

Hizmet sektöründe de şöyle diyeyim, bir suriyeli'ye sipariş verecekseniz sabah erkenden kalkıp siparişinizi öyle verin derim. Öğle ya da ikindi civarı verdiğiniz siparişi getirebilir... Ehlen ve sehlen yani.

Dericilikte ise pahalı işgücü devreye girmek zorunda kalacağı için yerli üreticinin dış pazarla rekabet gücü bitecektir. Bol bol deri giyiniriz artık iç pazarda destek vermek için...

İşte böyle...

Dincileşmek öyle kolay iş değilmiş aslında değil mi?

Ya da yeni Türkiye merdiven altı üretimden merdiven altı tüketime geçer ve olanla idare ederiz... 

Bak farkındaysan devrim mevrim demedim.
Zira neyleyim turuncusunu?


Jale ALTUNEL
21 EYLÜL.2017


8 Eylül 2017 Cuma

söyleme mecburiyeti

Bu ülkenin laik ve Atatürkçü kesimi, 
hep centilmen, hep kibar ve hep naifti. 
Kimsenin kutsalına ilişmedi. 
Zira adı üstünde kutsalın dokunulmazlığı vardı.
Önceleri hafif bir meltem gibi esti 
siyasal islam.
Kimse bir şey demedi.
Sonra soğuk soğuk yeldirdi,
saçlarım dağılmasın dedi bazıları ve türban örttü...
Sonra bir fırtına koptu, uçtu fırlandı esnafın parası...
Toplayıp saçılanları,
yerine koymak isteyenlerin sosyal çevresi oldu cuma namazları.
Aman dedik kutsaldır dokunmayın.
Ar ettik, çekindik.
Arsızlaşırken bazıları
Bıraktık meydanları, çekildik,
Sesleri yükseliyordu.
Sert kasırgalar uçurmasın diye küçük dünyalarını,
söylüyorlardı topyekün aynı şarkıyı...
Ve susuyordu laik, Atatürkçüleri ülkemin
Sürerken bu sinsi karşı devrim.
Atatürk kitaplardan çıkartıldı en son
Gülüyordu başarısına mason!
Sürüyordu topyekün ve tek sesli
hayırlı Cumalar teranesi
Çünkü dostum faşizm,
bir söyleme mecburiyeti!

"söyleme mecburiyeti"
j.ak
8 Eylül, 2017




7 Eylül 2017 Perşembe

BAKI-TİFLİS-KARS DEMİRYOLU!

Demiryolu projemizi çok özledik artık. Yeni İpek Yolumuzu hasretle beklerken sabırsızlanıyoruz. İçimiz titriyor, bir aksilik olmasın, bir an önce ve sağlıklı bir şekilde hayata geçsin diye...
Ama el oğlu boş durmuyor işte!
Biz ne kadar heyecanlanıyor ve istekle bekliyorsak, Yeni İpek Yolumuz'u istemeyip, sinsi sinsi bu projenin hayata geçmesine engel olmak isteyen bir karşı grup var. Kimdir bu karşı grup dediklerimiz? Ermeni terör ülkesi başta olmak üzere, kürt terör örgütü pkk ve bu terör gruplarını besleyen soros ve onun kuyrukçuları...
Bu unsurlar, Azerbaycan'ı ve Türkiye'yi yönetenleri dünya kamuoyu karşısında çürük ve kötü bir duruma düşürerek, bizi yönetenleri en ağır biçimde aşağılarlar sürekli olarak. Bu kahpeliği yaparken de Türkiye ve Azerbaycan kamuoylarının bir tür desteğini almanın peşine düşerler...
Nedir mesela?
Türkiye 1915'te soykırım yapmışmış, ya da Azerbaycan Devlet başkanı Aliyev Avrupalı bürokratları 3 milyar euro'ya satın almışmış... E kardeşim bu tilkinin hiç mi kuyruğu yokmuş peki? Avrupalı bürokrat eşşekse üzerine semerini de vururlar boynuna yularını da takarlar! Bir eleştiri yapılıyorsa bunun ucunu bucağını tartacaksın önce!
Biz biliyoruz ki bu hikayelerin ardında ermeni terör ülkesi ve ermeni terör diyasporası var! Kimlerin beslemesi bunlar peki? Onlara o terör ülkesini kurduranların beslemesi, köpeği!
Bu Soroslar bu emperyalikler neden hep bizi kurcalar ki? Bir Almanya'ya bir Fransa'ya soros dadansın hiç duydunuz mu böyle bir şey? Şimdi diyeceksiniz ki, aman Jale onlarda siyaset de hukuk da çok pürüzsüz onlar her boklarını halletmişler, orada açık yara yok ki mikroplar dadansın... Eh bu bir bakıma doğru bir saptama olabilir. Ki hiç de pürüzsüz değiller ve eminim onlarda da rüşvet ve yolsuzluk var! Ama kimse karşıdan laf etmeyecek. Eleştiri gerektiği zaman bizler belki de en ağır şekilde bu eleştiriyi yaparız. Ama başka ülkelerin bunu yapmasına asla müsade etmemeliyiz.
Ama,
Az önce konu hakkında konuşurken aklıma çok ilginç bir örnek geldi. İran'daki şeriat yönetimini düşündüm. Ve sonra o kopkoyu şeriatla yönetilen, mollaların hükmettiği ülkede o şeriat kurallarının zenginlere karşı hiç işletilmediği geldi aklıma. O zengin molla veletlerinin bikinili mayolu şortlu havuz kenarı görüntüleri vs... O zengin veletler var ya, onlar o ağır şeriyat kurallarını koyanların çocukları... Ha demek ki neymiş? Nasıl ki zenginlere kimsecikler gelip dadanmıyorsa, bu durum ülkeler için de aynı.
Emperyalizm ancak parası ve gücü olmayan ülkelere kan kusturabiliyor. Kuralları kendileri koyuyor google'lar vikipediler kendileri tarafından bilgi çöplüğüne getirilmiş bir internet ormanında kendileri çalıp kendileri söylüyorlar!
Zengin patronlar işçilerini nasıl birbirine düşürüp kendilerine karşı örgütlenmelerini engelliyorsa, emperyalizm de fakir ülkeler arasında daima sahte düşmanlıklar yaratır ve araya nifak sokar!
Azerbaycan ve Türkiye'ye artık bunu yapamayacaklarını anladıkları için de çift taraflı bir idareciler üzerinden ülkeleri aşağılama kampanyası başlatmış durumdalar!
Bunu da bizim yeni İpek Yolumuz'u baltalamak için yapıyorlar şimdi! Valla impiryilikçiğim sırısçığım YEMEZLER be canım!
Siz apırsanız da köpürseniz de, 

BU DEMİRYOLU A-ÇI-LA-CAK!!!



Jale ALTUNEL 

7 Eylül, 2017