17 Nisan 2018 Salı

biz

Biz,
yeniden başlangıcın
son kalan tohumlarıyız 
organik...

Cumhuriyet

kurtuluşun civanı,
devrimin al fidanı
sardın bütün vatanı
büyüdün Cumhuriyet!
kesmek istiyor seni
eşkıya medeniyet.
sanırlar ayırınca
kökünden bedenini
bitmezsin de bir daha
kurursun Cumhuriyet
piç tohum sanır seni
eşkıya medeniyet.
bu milletin aklına
zerk etti seni Ata
mıhlandın kanımıza
bilmezler Cumhuriyet
uşakların da bilmez
eşkıya medeniyet.
tütün pancar bizimdir
bu toprak evimizdir
o huzurun bekçisi
namustur Cumhuriyet
yok etmek ister seni
eşkıya medeniyet.
korkmaktan vazgeçeli
bilmem kaç bin yıl oldu
Ergenekon ruhunun
nefesi Cumhuriyet
askerime saldırdı
eşkıya medeniyet.
toprağımın kadını
duyan var mıydı onu
okursan destanını
adımdır Cumhuriyet
kadını yok edemez
eşkıya medeniyet.
bu yürek doldu taştı
Jale yapraktan düştü
düşman menzili aştı
onda yok kabiliyet
rezil olacak yine
eşkıya medeniyet.

“cumhuriyet”
j.ak
17 Nisan. 2018

13 Nisan 2018 Cuma

bossanova

esintiyle dans ediyor gözlerime sızan güneşte yapraklar, dallar fonda bossanova nasıl da esiyor tatlı tatlı. kıskandım hep bilir misin bedenleri lanetlenmemiş kadınları ve onların o karnavallı coğrafyasını görenlere selam olsun dostum, çıplak bir tende sanatı… üç F, karnavalın karşısı ama en karşı umut bir gün öylece coştu ihtiyaç üzere okyanus aştı, ölse de denizlerde o dev balinaları dünyanın takılsa da ağlarına aç sırtlanların ışıklı kokusu el sallar yine de vakti geldiğinde bilge seyyahın. sevdim diyorum sevdim işte şu samba ve bossanovayı sevdim sırtında bir çuval umutla gelen deniz gözlü seyyahı alıp götürdü beni o ritim oldum olası ve kışkırttı tembel zamanlarda aklımı sonra bana hep şu memlekette yarım kalan, işleri anımsattı. coğrafyamın insanları cumaların hayrına inanmıştı ve hâlâ dünyanın tüm çocukları dolduruyordu roma’nın barselona’nın futbol takımlarını serbest radikalleri dünyanın tetiklerken bir üçüncü dünya savaşını, inanarak beklerim ben o deniz gözlü seyyahı… dinlerken düşünmek zor dostum bossanovayı yoksul üretir, zengin yaşar hayatı savaşmaktan sevişmeye koymuşlar da yasağı, yoksula huri yalanı ve silahsız bir yakın dövüş sanatı. coğrafyamın ozanları yakar aşık türküleri göçecek de Jale bir gün geldiğinde zamanı ama bir kez göreydim deniz gözlü seyyahı
görmeden gitmeyeydim
deniz gözlü seyyahı. “bossanova” j.ak 13 Nisan.2018




                               fotoğraf: Sema Aygen

ne ara

Her yanımız yeşildi bir ara
Sarılmazdık eskiden ağaçlara
Her yanımız iletişim bu ara
Sarılmaz olduk, insan insana.
Bir ara gelenekler vardı
Kaldı zenginin cüzdanında
Kitaplar var renk renk raflarda
Yazarları iktidar zindanında.
"ne ara"
j.ak
11 Nisan 2018

7 Nisan 2018 Cumartesi

hecelesek faydası yok



Gözlerinden süzülürken dizeleri işsizin
Hecelesek faydası yok söylediklerimizin.

Saçlarını külek örmüş taze gelinlerimin
Köyüm kaldı çok uzakta toprağımı özlerim
Sorsan bana diyemem hiç ne dertlerden geçmişim
Pençeleri boynumuzda seçmediklerimizin
Tarlasından sökülürken son ektiği garibin
Hecelesek faydası yok söylediklerimizin.

Fakülteler malı olmuş o liyakatsizlerin
Katilleri atanırmış öğretmenlerimizin
Sorsan bana kin ne diye hiç öğrenememişim
Yaşam kaldı uzaklarda yaşlarımı özlerim,
Bedeninden süzülürken al kanları cansızın
Hecelesek faydası yok söylediklerimizin.

Üzerinde kara kollar ürettiklerimizin
Kanlarıyla göveriyor Mehmetçiklerimizin
Sorsam sana doksan beş yıl ne yiyip ne içmişsin
Pençeleri boynumuzda seçmediklerimizin
Ellerimden çalınırken toprak kokan pancarım
Hecelesek faydası yok söylediklerimizin

Kayıt dışı işi varmış işverenlerimizin
Göç yolları yaman imiş can soydaşlarımızın
Sorsan Jale nedir hali şu memleketimizin
Vergileri bizden çıkar hırsız burjuvazinin
Ellerinden süzülürken emekleri göçmenin
Hecelesek faydası yok söylediklerimizin.

“hecelesek faydası yok”
j.ak
7 Nisan 2018