23 Ekim 2019 Çarşamba

Seyyah

gezginin usundadır sevdikleri,
yola giderken.
yüzdeki dem, saçtaki ak
adlar, odlar, tatlar, sesler
ezberindedir öylece.

yolda topladıklarını 
katmaz döndüğünde 
tüm bunların üstüne.
hafızıdır çünkü evin yurdun 
eşin dostun,
muhabbet kokusunun.

gidip dönmemek değil 
dönüp bulmamakmış canım
en ağır şikeste
Murat toprağa karışmış!

tozu güze, odu köze, 
güzü kışa, dostu ele,
karışmış bulur seyyah
bazen döndüğünde.
ve bakakalır
cebinde getirdiği türkülere...

"seyyah"
j.ak
23. Ekim.2015













14 Ekim 2019 Pazartesi

YOL

ağlayacak bir omuz yoktu
avuçlarıma ağladım
kendi zehirleriyle besleniyordu
o sıra etraftakiler.
kendimize söylediğimiz yalanları
sürdüm acıyan yerlerime,
iyileşmedi bir türlü yaram.

arapça sözcükler iyi ki var:
ey medet!
anlamıyorlar nasıl olsa dedi içinden
hazret.

sohbet, birilerini dışlamaktı
hatta dışlamayanı da dışlamak.
neyleyim, ölüydü artık surat
kendime söylediğim yalanları sürdüm ben de
acıyan yerlerime.

mevsim en olgun halinde
ve rüzgârına girmişiz
koca bir karanlığın
loş bir boşvermişlikti artık yol
ki,
faşist olmakla suçlandık...

"yol"
j.ak
14 Ekim.2019