Nevruz, Yenigün, Ergenekon... Ön ve Orta Asya'da bu adlarla adlanan bayramımız, gerçekte nedir ve neden insanlar meydanlara çıkarak coşkuyla eğlenirler?
Hepimiz bir ağızdan BAHAR'ın gelişi, gündüzün(aydınlığın) geceye(karanlığa) galip gelmesi şeklinde yorumlayabiliriz bu durumu. Tabii bir de işin mahsül kısmı var. O bu kadim geleneğin aslolan kısmıdır doğal efekte eklemlenmiş olarak.
Mahsülü kimler yetiştirir? Köylüler elbette. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Ön ve Orta Asya'da da mahsülü köylü halk yetiştirir. Peki köylü halkın tepesine tarihte her daim kimler çöreklenmişlerdir? Elbette ağalar. Toprak ağaları çöreklenmiştir. Ya da devletler... Ya da her ikisi el birliği ile. Köylünün tepesindeki diğer büyük bela ise KIŞ aylarının ta kendisidir. Kış, köylü için adeta bela gibidir. İçinizde çitle çubukla hayvancılıkla uğraşmışlarınız varsa bunu gayet iyi bilir ve anlarsınız. Kış bir köylü için asla şehir burjuvasının paylaştığı kar manzaralı kartpostallar ya da fotoğraflar gibi ROMANTİK değildir. Köylü kışın soğuğunu ayazını etinde canında mahsur ve çaresiz kalmışlığında, yani kısaca iliklerinde hisseder dostlar. Dolayısıyla da baharın yeni günün, Nevruz'un gelmesi köylü halk üzerinde böylesi bir bayram sevinci yaşatır...
Köylü, güneşli günlerin gelişini henüz ilk cemrenin düşmesiyle karşılamaya başlar. Bu bir yeniden doğuş, doğayla elele bir isyan, bir baş kaldırıştır aynı zamanda.Kışın soğuk günlerine ve metaforik olarak tepesine çöken her tür parazite bir baş kaldırış...
İşte ağaya paşaya ve hatta ağayla elbirliği eden devlete yapılan bu baş kaldırı, Türkiye'de özellikle 1980 darbesi sonrası etnik bölücülerin kulaklarına bu şekliyle fısıldanmıştır büyük ağbeyleri ve onların Türkiye'deki işbirlikçileri tarafından.
Her türlü bölücü ayrılıkçı faaliyetin karşısında ve buna karşı dik duruşun en keskin savunucusu olduğum artık herkesin malumudur. Ancak üreten bir köylü halkı da hayatımın hiçbir dönemi etnik farklarına göre tanımlamadım. Benim için köylü köylüdür. İsterse Marslı olsun.
Ancak ne var ki Türkiye'deki entik bölücüler, hayatının hiçbir dönemi hiçbir şey üretmemiş olan insanları NEVRUZ BAYRAMI adı altında devlete karşı kışkırtırken, ağalarının kendilerine yaptıkları zulmü hep gözlerden kaçırmışlardır. Üstelik bu salt devlet karşıtı tutumları yüzünden Türk Milleti'ni de Nevruz Bayramı'ndan bir güzel soğutmayı başarmışlardır.
Nevruz, Ergenekon, öncelikli olarak üreten emekçi köylünün bayramıdır. Onların nezdinde de tüm insanlığın. O bir yeniden doğuş coşkusudur. O bir isyan bir baş kaldırıdır. Üretici köylünün üzerine çullanmış herkese ve her şeye baş kaldırıdır...
Sevgili Atamız'ı böyle anlamlı bir günde yâd etmezsek olmaz.
Ne demişti Gazi Mustafa Kemal Atatürk?
ÜRETEN KÖYLÜ, MİLLETİN EFENDİSİDİR!
Ben Nevruz Bayramımız'da, her nerede ve ne şartlar altında üreten köylü varsa, etnisitesine memleketine coğrafyasına aldırış etmeksizin saygıyla selamlıyorum ve bayramlarını canı gönülden kutluyorum.
Jale ALTUNEL
21. Mart. 2018