Nikolay Vasilyeviç
Gogol, Ukrayna asıllı bir Rus romancı olarak Dünya Edebiyat tarihine geçmiş,
eserlerini severek okuduğumuz bir yazar. Acaba bugünleri yaşasaydı o da şimdi
yaşananları, yazmış olduğu epik eseri Taras Bulba’ya benzetir miydi kim bilir?
Ölü Canlar, Palto gibi eserleri daha fazla bilinir ama Taras Bulba destansı ve
bir o kadar dramatik ayrıntılarıyla bugüne çok benziyor.
Taras Bulba bir Kazak
komutandır romanda. Ortodoks papaz okulundan dönmüş iki oğlu vardır Taras’ın.
Katolik Lehler’le savaş sürüyordur ve oğullar da asker olurlar. Oğullarından Ostap,
aynı savaşta işkencelerle gözlerinin önünde Lehler tarafından öldürülür, ancak
diğer oğul Andrey, Leh Beyinin kızına âşıktır. Ve Andrey saf değiştirir. Kazak
komutan Taras Bulba, “seni ben var ettim ben yok ederim” diyerek öz evlâdını
kendi elleriyle öldürür…
Roman uzun ve pek çok
destansı ayrıntı barındırıyor bir paragrafta özetlenecek gibi değil. Ama şimdi
Rusya’nın Ukrayna’yı deli gibi bombalamasını bu dramatik sahneye benzetiyorum.
Saf değiştiren evlâdını kendi elleriyle öldürebilen bir babaya.
Tarihin tozlu raflarına
sıkışıp kalan ya da sıkışıp kaldığını sandığımız şeyler toplumsal hafızada
nostaljik kalıntılar, tortular bırakır. Bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi
vererek zamanın SSCB’nden kopan hemen tüm ülkelerde şu an yaşayan ve
soydaşlarımızı da barındıran insanların Ukrayna’da bombalanan Antonov An-225 Mriya için gözyaşı dökmeleri işte bu
sebepledir. Özellikle yaşları kırk üzeri insanlar Mriya (Arzu) için üzüldü. Seksenli
yılların sonlarında SSCB yıkılmaya neredeyse beş kala öylesi bir şah-eseri
yapabilmişti. Ve bugün onu kendi elleriyle mahvetti.
Bunlar
elbette işin romantik ve trajik yanıdır. Rusya tıpkı ateş çemberine alınmış bir
akrep gibi kendi kendini sokuyor şimdi. Ve fakat onu öylece kuşatıp
oğullarından birini kendisine âşık edebilen batıyı da, masaldaki aslında çok
çirkin olup sihirle makyajla kendini güzelleştiren bir kadına benzetiyorum. Ki
şu an tüm batı hayranları da o çirkin ve yaşlı cadıya âşık. O yaşlı ve çirkin
cadının gerçek yüzünü görmemekte ısrarcı hepsi.
Rusya’nın
da ne kadar tehlikeli olabileceğini tarihten biliyoruz. Dediğim gibi bu
benzetişlerim sakın beni romantik bir Avrasyacı yapmasın.
Sadece
teşbihte hata olmaz minvalinde sohbetten ibarettir.
Kalın
sağlıcakla dostlar.
j.ak
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder