Karanlık gibi süzüldüm odanın her yerine.
Dağılmanın ön şartıydı
kalanları der top etmek birkaç bavula.
Güçsüzlük hüzün taşır,
ve hüzün yok eder direnci
durumlara
kızacak hal kalmadı.
Duygula sesler gibi
sıkıştı
karanlık köşelere.
Üstelik benimdi o derme
çatma doku
sinmişti üzerime.
Bir süre kibir akıtmak
gerek.
ucu açık merdivenin.
Çıkmak istedikçe çekilir, yalnızlık.
bir parmak burukluk çalar damağıma,
bir parmak burukluk çalar damağıma,
dağınıklığım
ve acı.
Bu yalnızlık,
öylece iyi geliveren ev
yapımı bir kocakarı ilacı.
Ve şairin dediği gibi,
herkesin evinde eksikmiş bir odası.
herkesin evinde eksikmiş bir odası.
Çıkmalıymışım buradan,
yoksa eksilirmiş gri
hücreler ön frontumdan.
Zor oysa çıkmak,
derlediğim dağınıklıktan.
Ve korkuyorum,
küçük ama önemli bir anıyı
unutmaktan, duvarımda öylece,
asılı duran.
küçük ama önemli bir anıyı
unutmaktan, duvarımda öylece,
asılı duran.
Özlemi yorarken tutku,
okulun arka bahçesine bir kapı aralanır
okulun arka bahçesine bir kapı aralanır
iki numaralı emektar formasıyla,
derin markaja gömülür
sabır.
sabır.
“iki numaralı emektar”
J.ak
7.Ekim.2013
*"Kime sorsan evinde bir oda eksik." Ö.Asaf
*"Kime sorsan evinde bir oda eksik." Ö.Asaf
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder