24 Ekim 2018 Çarşamba

GÜNDEME DÜŞEN "BOMBA" GİBİ AÇIKLAMALAR

1. Danıştay kararı - Bir sevindik bir sevindik nasıl oyalandık.
2. İktidarın hemen ardından gelen "Danıştay kararını kat'aa kabul etmezük" açıklaması.
3. Andımız'ı yazan Reşit Galip Bey hakkında adeta bir kümülüs bulutunu andıran sisler tozlar gübürler hatta çamurlar silsilesi.
4. Türkçülüğe laf çarpıtmalar. Efendim Herkes etnik kimliğiyle gurur duyabilirmiş ama oculuk buculuk edemezmiş.

Yahu dilimizde tüy bitti, Türk sadece bir etnisiteyi değil bir milletin adını ifade eder diye. Peki millet nedir? 
Ortak bir tarih, 
Ortak bir dil, 
Ortak bir din,
O millete dair arkeolojik buluntu kalıntı gerekliliği 
Ve bir vatan...
Bunlara sahipseniz bir milletiniz var demektir. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.

Bu vatan üzerindeki tüm azınlıklar kendi milliyetçiliklerini gidip kendi vatanlarında yapabilirler. Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığından çıkar kendi vatanlarına gider, ülkelerinde gül gibi milliyetlerine sahip çıkabilirler. Bu azınlıklar 24 Temmuz 1923'te belirlenen azınlık politikasıyla "farklı dine mensup olan" yurttaşlar olarak tanzim edilmişlerdir. Bu unsurlar hepimizin bildiği üzere Ermeniler, Rumlar ve Yahudiler'dir. Defalarca değiştirilmiş olmasına karşın azınlık yasasının bu ibaresi değiştirilememiş, bu yüzden 2009'da aleviliğin farklı bir din olduğu zırvalıkları bile gündeme getirilmiştir. Ne için mi? Eğer bu temayül kabul görmüş olsaydı memlekette ne kadar Kürt varsa hepsi "aleviyiz" diyeceklerdi.
Ama ben bunlardan bahsetmek istemiyorum.
Defalarca tartışılan bu konular memleketin üzerine bombardıman gibi yağmaya başlayınca aklıma nedense BİM A-101 ŞOK gibi marketlerde durmadan katlanan satış rakamları geliyor. Emekli maaşımın neredeyse yarı yarıya erimiş olduğu geliyor.
Aklıma nedense Kaşıkçı cinayetinin neden bizim ülkemizde işlendiği sorusu geliyor.
Nedense aklım başka başka yerlerde. Meselâ eski bir Beden Eğitimi Öğretmeni olarak aklıma, formasyon dersleri almaksızın alakalı alakasız herkesin derslere girebileceği ile ilgili yeni düzenleme geliyor.
İktidarın uluslararası boyutta Vahabi-Selefi oligarklarla, İhvancı Arap Baharı öncüsü olan burjuva arasındaki med-cezirlerine eklemlenmiş ekonomi politikası ve tabii ki ekonomimizin günden güne dibe inişine, en yukarıda madde madde saydıklarım yüzünden Tevfik Fikretin SİS tablosuna bakar gibi bakabilmekteyiz ancak. Çok dikkatle ve çok daha yakından bakmadıkça asla seçemiyoruz neler var o resimde...
Yukarıdaki maddeler de zaten sizleri/bizleri o resimden uzak tutmak için. Ne yalan söyleyeyim iktidarımız bu konuda son derece başarılı. Zaten iyi yaptıkları işleri de dile getirmemezlik etmedik şimdiye kadar. Hamd olsun.

Jale ALTUNEL 
24. Ekim. 2018


Hiç yorum yok :