2020'ler...
4 Mayıs 2021 Salı
2020'LER
29 Mart 2021 Pazartesi
çürük yeke
yama tutmayan
bir iç lastik
delinmiş
ruhlarımız
bir hiç giydirildi
bizim
caddelerimize, sokaklarımıza
gayet
otantik
hamdı
madde, fakirdi ülke
oysa kendinden
ekoseliymiş
siyah
beyaz mantık
üstelik;
göz
alabildiğine sahte ve sentetik.
yelkensiz
bir şiirin
kürek
mahkumlarıydık İstiklâl’de
su
katılmamış aforizmalar olduk
sahilde, Maltepe’de
sonra ham
maddesi kırılırken
sertlikten
en
değerli mücevherimizin,
eğile
büküle, domala dura,
bir türlü
kırılmadığını gördük
değersiz plastiklerin.
ve yelkensiz
bir şiirin
kürek
mahkumlarıyız hâlâ
çürümüş
yekesini de gördük
mürid serdümenlerin.
“çürük
yeke”
j.ak
29. Mart.
2021
3 Şubat 2021 Çarşamba
ÖLÜMLE KORKUTUP SITMAYA RAZI ETMEK
Hikâyedeki ölüm; şeriat,Sıtma ise memleketin bölünmesidir...1- Boğaziçi Üniversitesi'ne bir rektör atanır. Öğrenciler bu rektörü beğenmezler ve eylemleriyle protesto ederler.2- Eylemler sırasında dini unsurlar "Kâbe" provoke edilir.3- Bu provokasyonun cevabı gecikmez ve Kâbe'ye hakaret içeren provakasyona tepki gösteren AGD Boğaziçi’nde eylem yapar. "Hiç bir özgürlük dine saldırma hakkını veremez. "Hak Hukuk Adalet milli görüş SAADET" sloganlarıyla coşarlar.
![]() |
2. Şubat 2021 |
Boğaziçi eylemleri adeta DHKPC-PKK gibi bölücü unsur ve isimlerin şovrumu durumundadır.Oysa çok değil üç beş sene önce aynı Boğaziçi, türbana özgürlük mitingleriyle çalkalanmamış mıydı? Aynı Boğaziçi'nin platformları tüm atamaların bir kişinin dilinde olacağını çağıran referandum için "yetmez ama evet" kampanyalarına katılmamış mıydı? O yıllarda Fetullah Gülen örgütünün Boğaziçi Üniversitesi'nde nasıl yuvalandığı herkesçe malumdur.
Öte yandan dinci örgütlerin eylemleri yanıbaşımızda 1979 İran İslâm Devrimi'ni anımsatmasından dolayı, laik demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne rejim tehtidi ve tehlikesi oluşturmaktadır.
Bu tiyatrolar kim bilir kaç kez sergilendi bu ülkede artık sayısını unuttuk. Kamuoyunun tepkileri bu iki grup arasında, ya birinden ya da diğerinden yana olmaya mıhlanmıştır her daim.
Ama bir de bakıyoruz, koskoca Boğaziçi Üniversitesi, Anayasa'nın ilk dört maddesinden "Vatanın bölünmez bütünlüğü"ne ve "Üniter yapısı"na dil uzatanların kanaat önderliğinde rektör protestosu eylemleri yaparken, karşıt grup olarak çıkan dinci grup, yine Anayasa'nın değiştirilmesi teklif dahi edilemez olan "Laik demokratik bir hukuk devleti olan Cumhuriyet" rejimine saldırılarıyla bilinen kanaat önderleri tarafından tetikleniyor.
Yani kamuoyunun da işi zor. Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık.
Bu millet ya artık tükürmemeyi öğrenecek ve sakalı da bıyığı da kesip atacak, ya da beş yaşında bir çocuk zekâsıyla önüne ne konuyorsa birinden birini seçip helâk olacak.
Atatürk ilke ve devrimlerinin bunca sulandırıldığı bir atmosferde, biz yine de onun önümüze çizdiği yola bakmak zorundayız. Başka çıkış yolumuz yok. Şeriat özlemiyle yanıp tutuşanlarla da, bu ülkeyi bölmek isteyenlerle de hiç işimiz olmaz, bundan böyle de olmayacak.
Amerika'da demokratların yeniden iş başına gelmesiyle, vatanı bölmek isteyen ve aküsü boşalmış BOP artıkları bir anda şarja takılmış gibi canlanıp dirildiler yeniden. Ve Boğaziçi Üniversitesi'ni bu emellerine alet ettiler. Ola ki Robert Kolej devamı gibi olan bu Amerikancı üniversite'de biz daha önce gerici ve bölücü faaliyetleri pek çok kez görmüştük. Şaşırmıyoruz o yüzden. Üstelik servis ettikleri "yukarı doğru bakan kız" fotoğrafının da 2019'da feminist eylemler sırasında çekilmiş bir fotoğraf olduğu ortaya çıktı.
![]() |
8 Aralık 2019 tarihinde Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından Şili Kadın Hakları adına düzenlenen Las Tesis İstanbul eyleminde çekilmiş." https://t.co/QGNeiPxjAx |
Şeriat özleminde olan gruba ise dikkatle bakma gereği görmüyorum. Zira bu heyulâ ve tantana incelikle düşünülmüş bir paslaşmadan ötesi değildir. Geçmişte 1. ligde basketbol oynamış biri olarak bunun iyi bir asist olduğunu söyleyebilirim. Ama işte, öyle bir oyun kurucu, öyle bir forvete asist yaptı ki yine, dostlar başına.
Bana bakın hele ey oyun kurucular, forvetiniz öyle dengesiz koşuyor ki, o golünüz OFSAYTA düşmeye mahkum. Ve o golü siz oyun kurucuların atması da olanaksız;
ÇÜNKÜ BU MEMLEKETİN DEFANSINDA KEMALİSTLER VAR! Yavaş gelin toslarsınız!
JALE ALTUNEL
30 Temmuz 2020 Perşembe
ANUNNAKİLER UZAYLILAR MASKELİLER ve YENİ DEMİRPERDE
Oysa herkes karantinadayken inşaatta, yolda, çöp toplamada, kanalizasyonda, madende ve daha aklıma gelip de sayamayacağım kadar pek çok sektördeki işçi, sokaklardaydı ve çalışıyordu. Hatta bu işçilerden kimileri, güvenli çalışma koşulları sağlanmadığı için hayatını yitiriyordu. Tüm bunlar gözlerden kaçırıldığı gibi büyük ihtimalle ölüm sebepleri de covit-19 olarak kayıtlara geçirildi.
Onlar özel araçlarıyla şehirlerarası,
özel uçaklarıyla uluslararası seyahat edebiliyorlar...
Şimdi uçuşlar falan açıldı tabii. Ama fakirler ayakaltından kalkmış, kaldırılmış oldu. Kimse şu keriz silkeler gibi atılan “eşitlendik” palavrasına inanmasın. Yok, öyle bir şey. Peki ya ne var? Anunnakiler var meselâ, sonra uzaylılar var, astroloji ve hangi gezegenin hangi gezegenle ters açı yaptığı var, ay ve güneş tutulmaları var, mitolojik efsanelerin tarihi gerçeklerle bezendiği Şahname gibi dev bir eserin yalan yanlış aktarıldığı tarih programları var, sonra üzerinde kendi şahsiyetinizi yansıtabildiğiniz maskeleriniz bile var. Kedili, fareli, köpekli, tavşanlı, cicili ve de bicili... Fukara avuntusu gibi tam. Karbondioksitimi bile kendime özel solurum diyenler için özel olarak imal ediliyorlar. Görün ne kadar şanslıyız. AMON!
Üstelik tüm dünyada, iki lokma aş peşinde koşan göçmen işçiler de böylelikle halı altına süpürülmüş oldular. Fransa'da başlayan sarı yelekliler hareketi bir yanıyla, işlerini ellerinden alan göçmen işçilere karşı organize edilmiş başlangıcıydı bu senaryonun. Covit-19 bahanesinin ikinci, üçüncü ve daha nice bilmem kaçıncı dalgasında sörf yapmaya devam edeceğiz bilmiyoruz. Sanıyorum üçüncü paylaşım savaşı sona erene kadar sürecek gibi görünmekte bu Yeni Demirperde Dünyası palavrası.
14 Temmuz 2020 Salı
İKİ KOCALI HÜRMÜZ - ERMENİSTAN
Ermenistan’ı başına buyruk ve bağımsız bir devlet olarak görmek kadar safiyane ve naif bir düşünce olamaz. Ermenistan her şeyden önce Dünya üzerinde kurulmuş olan terörist devletçiklerden biri ve biz Türk Dünyası için, en tehlikeli olanıdır.
İÇ ÇELİŞKİLER SAVAŞ BAŞARISI TALEP EDER
AZERBAYCAN’IN YANINDAYIZ
5 Haziran 2020 Cuma
aşk şiiri
yirmi dört saatlerin
doksan dokuzdan beri
müridiyim oysa ben gecelerin.
bu ara devrim maskesi giydi
uzak batıda tüm sokaklar
örgütsüz ve zamansız kaldı
doğuda bulaşıcı hastalıklar.
bin aşık yılı uzağındayken şehrin
evreni eve sığdırmak oldu adı
yaşam mücadelesinin
nefes alamıyorum pankartlarını indirin
müsebbibi olacaksınız yoksa
nefes vergisinin.
artık aşk başka diliminde yaşıyor
yirmi dört saatlerin
ve komikliklerine gülüyor hergün
güzel kimliksizlerin
son perdesi oynanırken
bu ölmüş gezegenin
ay tozuyum ben hâlâ
gecelerimin.
anlamayan sevgiliye
şiir yazmak gibidir devrim
ne mevsimdir ne de ilkim
başka türlü davranıyorsa yoksula
köpürttüğün covit'in
"bugün 14 Temmuz,
kayda değer bir şey yok" dersin.
"aşk şiiri"
j.ak
5 Haziran 2020

3 Mayıs 2020 Pazar
yeni dünya
red cevabı verdi dertlerin,
dün gece itibarıyla
şu fukara beynim.
çünkü dostum nasıl olsa
taşeron bir film setinin
tahrif edilmiş tarih sahnesinin
hep en kötü
ve en kara karakteriyim.
iç mekân dekoru,
yemyeşil bir koru
malum ilâç endüstrisinin.
korku artık bilimsel
şu vahşi pozitivistten.
yeni dinimiz bu olsun sevgilim
der gibi baktık o an
yıkanmış doğada yunusların
Marmara’daki dansına
ve yeni dünya,
bir meyve adıydı aslında.
j.ak
3. Mayıs. 2020
26 Mart 2020 Perşembe
corona
tüm dünya
durun!
tam da bittiği yerde umudun,
en açık, en mavi ve en yeşil
yerlerindeyiz huzurun.
kadim dostum,
sen zaten çok zaman önce
boğulmuştun.
çıkardığın savaşlarda
öldürdüğün çocukların kanında,
köle ettiğin mültecinin etinde,
mahvettiğin doğanın dalında.
en açık, en mavi ve en yeşil
yerlerindeyiz huzurun.
çünkü biz sebep olmadık tüm bunlara
kapandık evlerimize
rahat vicdanlarımızla,
izliyoruz teşviş ve paniğinizi,
yağmalayışınızı o gösterişli marketlerinizi.
sözde moral eğlencelerinizi
mezarlıktan geçerken
korkmamak için şarkı söyleyen
bir çocuğa benziyorsunuz.
yine de halinize üzülüyoruz
ki insanlık gereği.
ve biz sükut içinde bir tebessümle,
en açık, en mavi ve en yeşil
yerlerindeyiz huzurun.
cebinde paran ve geçkin yaşın,
gidemiyorsun küçücük kızlarına
Uzakdoğu'nun
ve genç delikanlısına Afrika'nın
bilemedim sen misin şimdi
o karantinadaki vahşi mazlum?
j.ak
25.Mart.2020
20 Kasım 2019 Çarşamba
ŞİFAHİ
mektuplar yazıyorduk biz
Murtəza'ya.
çocuklar başka bayrakla gelirken
konsolosluğa,
tekti elimizde bayrağımız,
üç renk.
ve savurduk İran'ın bahçesine
birkaç boklu fırça...
hey gidi dava,
vaktiyle koskoca memleketi
almıştık uğrunda, karşımıza.
şimdi iki çift söz söylesek,
"rezalet!.." diyorlar, rezalet!
yazdığımız onca yazı,
şiir, mesai, emek,
boşmuş demek.
pek çok sözümüz varken daha diyecek,
toprak attılar mezarına
üç beş kürek.
j.ak
20.Kasım.2019
23 Ekim 2019 Çarşamba
Seyyah
yola giderken.
muhabbet kokusunun.
karışmış bulur seyyah
bazen döndüğünde.
ve bakakalır
cebinde getirdiği türkülere...
14 Ekim 2019 Pazartesi
YOL
avuçlarıma ağladım
kendi zehirleriyle besleniyordu
o sıra etraftakiler.
kendimize söylediğimiz yalanları
sürdüm acıyan yerlerime,
iyileşmedi bir türlü yaram.
arapça sözcükler iyi ki var:
ey medet!
anlamıyorlar nasıl olsa dedi içinden
hazret.
sohbet, birilerini dışlamaktı
hatta dışlamayanı da dışlamak.
neyleyim, ölüydü artık surat
kendime söylediğim yalanları sürdüm ben de
acıyan yerlerime.
15 Eylül 2019 Pazar
GERÇEK BİR TÜRK SOLU MUU?! NEEE?!
TÜRK SOLU VE TÜRKİSTANLI GÖÇMEN İŞÇİLER
18 Haziran 2019 Salı
SAHİPLER VE KANAAT ÖNDERLERİ 8: MÜLTECİLER – GÖÇMENLER
caz öze döndü dedi Veysel
kayıtlı olanlar,
kayda değer işyerlerinin
şiddet görmemiş parkelerine
kayıt dışı olanları gömdüler
şiddetle.
meyvesi toplanmamış ağaçlar gibi ağırdı
mühimmatları askerlerin
mitraist mühimmatlara daldı uyku
caz öze döndü.
savaş ve duman
daha ağırdır
her zaman
bir askerin
taşıdıklarından.
"caz öze döndü dedi Veysel"
j.ak
18. Haziran. 2019
7 Mayıs 2019 Salı
ne zor
Ne zor birilerinin kanadı altına sığınmak zorunda kalmak.
Seçeneksizlik ne zor.
Yalanları çırılçıplak görmek, ama yine de dinler gibi yapmak ne zor.
Büyük kitlelerin "büyük" inançları karşısında çırpınmak ve kanatları yolunmak ne zor.
Uçamamak ve mıhlanıp kalmak ve sadece seyretmek zorunda kalmak ne zor.
Son'u görmek ne zor...
j.ak
7 Mayıs. 2019
3 Mayıs 2019 Cuma
SAHİPLER ve KANAAT ÖNDERLERİ 7 -- KALIPLAR VE KOSTÜMLER
21 Nisan 2019 Pazar
söz veriyorum
İnsan Türkiye'de yaşar da aynı durum başına gelmez mi?
İnsan Türkiye'de yaşar da en yakınlarıyla "bir anda" ters düşmez mi?
SİS ÇANI'yla tariflemişti Melih Cevdet Anday
Telgrafhane şiirinde böyle durumlarda çan çan çan haberdar etmeyi.
Yoruldum desem inanır mısınız?
Devrimci adam yorulur mu?
Yoruluyor işte.
Ne devrime inanç kalıyor böyle,
ne memlekete.
Canhıraş savunabileceğim değerlerim var oysa.
Cumhuriyet, Atatürk devrimleri...
Korkmaktan vazgeçeli çok oluyor.
Keşke tek derdimiz bu olsaydı.
İnanmak ne güzel bir tutkudur.
Ve şairin dediği gibi ne tatlı bir şifadır aldanmak.
Sevdiklerime inancım öylesine naif ki,
Utanmaları en son isteyeceğim iş.
O yüzden siyaset yazmayacağım artık.
Varsa yoksa bisiklet
Kedim Caz
Börtü böcek
Gezi tozu
ve yüksek sadakatime nail bir küçücük ego. ^_^
İçimden konuşacağım.
İçimden konuştuklarımı şiirlerime söylerim belki.
Düzeltmeler yaparım üzerlerinde,
dilbilgisi hataları sözcüklerin yerleri,
dizelerin melodisi,
entonasyon hataları...
Söz veriyorum canlarım,
içimden konuşacağım bütün olmazları
aykırılıkları.
Olur olmaz dökmeyeceğim artık eteklerimdeki ağır taşları.
Alıkoymayacağım kimsecikleri o tatlı şifalarından.
Ve eskiden çok yapardım,
şimdi sisler dağılıp da gerçekler ortaya bir bir döküldüğünde
kimseye "ben demiştim" demeyeceğim.
"söz veriyorum"
j.ak
21 Nisan 2019