8 Kasım 2010 Pazartesi

YOL

"taşıyabileceğin kadarsa yük,
ancak o zaman indirebilirsin".

hiç gidilmedik yerlerde
dallara dolanan meltemin
ezberindesin.
taşınamayanı yükün, ezer.
ne can kalır ne ezel
sis çökmüş Abant'da
bu sessizlik deler.
hem yıllar çabuk,
hem ben çok yavaşım.
yorulmuşluktu belki
edemediğim savaşım.
hızlıca dağıldı sisi buraların
göğsümde yeri var
bir nefeslik dumanın.
kırgın değilim oysa
bunu en çok sen anlarsın
gözlerim bile
kapanır taşıyamazken kapaklarını,
ben oradayımdır bilirsin.
yarı uyku
yarı hayat
göçebe çadırıdır bu paslı tat.
en kötü günlerimiz için:
"en kötü günümüz öyle olsun" diye
içelim.
nasıl olsa hâlâ anlarsın.
döverken hayat tüm o kararları
her biri bir başka adım
da değildi.
farkı var mı söyle şimdi
erken bir şubat güneşi olup
ağaçlarda çiçekler açtırmaktan?
ve farkı var mı kendi takımının forvetine
gole giderken, çelme takmaktan?
 kırgın değilim...
yavaşça tartıp hayatı
olduğu yere bırakabilirim.

"yol"
j.ak
8/Kasım/2010

Hiç yorum yok :