18 Ağustos 2011 Perşembe

bahsetseydik filbahri çiçeklerinden...

kanatların ne renkti kuzum?
göremeden uçtun.
çift haneli rakamlarla anılmayınca
yok sayılanlarındansın
bu yurdun.
gözlerin ne renkti?
göremeden yumdun
haberlerde tek satırla okudular seni,
görmedim gözlerinden akan 
dipdiri hayallerini.
bak, 
kanından bir göl oldu memleket
eğilip de nasıl boyun eğdi bilir misin?
O kanı içerken  hükümet
ve ağlıyor şimdi
çaresiz anan baban,
koca bir seni sırtlanan
içerken kanını  
bir sürü aç sırtlan!
bak, 
şimdi küçük hesaplar yapıyor 
sanatçı müsveddeleri.
onları alkışlıyor 
mütareke kalemşörleri.
yaladılar, 
ölmene geçit verenleri kuzum,
yaladı ve içti her biri 
gür kanından birer yudum...
başka şartlar altında tanısaydım keşke seni
meselâ, 
sen ölmemiş olsaydın
ve bahsetseydik sen ve ben,
Eminönü-Kadıköy vapurunda
filbahri çiçeklerinden...
ve o sırada bir parça koparıp,
martıya fırlatsaydın  simitinden
öylece yanımıza geliveren...
bir bilsen, 
ölümünden nasıl da hepimizi 
sorumlu tuttum!
kanını içenlerin 
doymak bilmez nefesleri 
çarparken yüzüme
ve adın okunurken 
haberlerde pişkince,
insan olmaktan utanç duydum,
insan olmaktan utanç duydum...
Sahi umutların ne renkti?
Ve yüreğine 
kaç sevda deymişti kuzum?
ey oyuna gelenler duyun
er rıfkı'nın gözleri
şehit kırmızısı
ve umutları vardı eflâtun!
bilir misiniz o daha yirmibirinde
ve sevdalarını bıraktı küçük elleri
filbahri çiçeklerine,
hayallerini bıraktı yüreği
filbahri çiçeklerine...




“bahsetseydik filbahri çiçeklerinden”
j.ak
16 Ağustos.2011



Şehit Er Rıfkı DAMAR
Nur içinde yat...

Hiç yorum yok :