1 Mayıs 2011 Pazar

SÜRREEL BİR YAP-BOZ!


Bir yap-boz düşünün, çok küçük parçacıkları var ve resmi bir türlü tamamlayamıyorsunuz. Günlerce masanızın üzerine yatırmışsınız o renkler şekiller hep biri birine benziyor ve rengi de şekli de bir türlü yan yana koyup göremiyorsunuz. Bu meret oyuncakların da zoru çok zordur.

Bizim önümüze konan yap-boz ise beşinci kalite sürreel bir resim gibi mübarek. Neredeyse tüm parçalar yerleştirilmiş, biz şu son kalan üç beş parçaya da açmış ağzımızı bakıyoruz ancak. O parça oraya uyar mı acaba, yoksa uymaz mı?

Tümünde yaşamadı mı insanlar aynı kargaşayı? Ergenekon’da, Balyoz’da…
Ucu açık anlaşılmaz ve anlamsız bir sürreellikte  bir takım resimler, tıpkı birer yap-boz gibi, karman çorman edilmiş ve insanların önüne atılmış. Birleştirebilene aşk olsun…

Yaşanan son olayları tekrar etmeye gerek var mı? Hakkâri’de Türk Bayrağı yakılıyor, kimsede tık yok, Aksaray’da yüzü gözü bağlı PKK teröristleri yine bayrak indiriyorlar yine tık yok, derken bebek katliamı konusunda birinciliği kimseye bırakmayanlar Taksim’de kreşe molotoflu saldırıda bulunuyorlar, yine izleniyor ve duş kıvamlı su serpilmek suretiyle mukabele ediliyor bu eli kanlı teröristlere…
Hani daha bu olaylardan sadece bir hafta önce YGS kopya skandalını protesto etmek amacıyla hakkını arayan liseli pırıl pırıl gencin üzerinde tepinen ve Allah yarattı demeden döven bizim polis olmasa, bir şey demeyeceğim. İmamın ordusu PKK’lı terörist pışpışlıyor adeta... Bir sırt sıvazlamadığı kalmıştır imamın ordusunun. Askerimizi Balyoz davasıyla tasfiye edenler, devleti AKP adı altında küçültmüşler ve PKK teröristleriyle beraber “müsamere” tadında bir oyun sergilemekteler.

Sanki durum bu değilmişçesine, Bebek Katili Abdullah Öcalan: “Çözüm umudum kalmadı. Kendinize güveniyorsanız işte Yemen'deki, Tunus'taki örnekleri görüyorsunuz, ben sizi tutmam. Gücünüz yetiyorsa hazırlığınızı yaparsınız, demokratik özerkliği kurar, hayata geçirirsiniz” diyor. (Muhalif Gazete 29.Nisan.2011)

Bunların tamamının bir iç savaş kışkırtması olduğunu söylersek pek de abartmış olmayız sanırım!

Önümüz seçim ve seçilebilecek olan partilerin tamamına yakını anayasanın değiştirilmesine onay vermiş durumdadır. Değişmez ilk dört madde ile ilgili beyin fırtınaları esip gürlüyor artık. Konuşulmayanlar konuşuluyor. Ancak benim fikrim en başından beri bu işin kâğıt üzerinde bitirilemeyeceği doğrultusunda idi. Ne var ki bu anayasal değişim süreci sonrası için de bazı bir takım düşüncelere kulaklar alıştırılıyordu…

ROF.DR.ÜMİT ÖZDAĞ: ANAYASANIN İLK DÖRT MADDESİNE DOKUNULURSA, TÜRK MİLLETİ'NİN SİLAHLI DİRENİŞ HAKKI DOĞAR.DAHA ÖTESİ VAR MI ARKADAŞLAR..! Diye sesleniyordu youtube’a konulmuş bir videoda.
(Buvideo 2 Ekim 2006’da Zafer Tekyol tarafından servis edilmiş.)

Tabii faşizm artık tek ağızdan geliyorum diye bağırırken tüm bunlarla kalınsa yeter mi? Yetmez. Artık yaşam alanlarının sınırlanması öyle bir hâl alacak ki oruç tutmayanı,  mini etek giyeni, rakı içeni, kafayı poşete geçirmeyeni dürtüklemenin adeta masumlaşabileceği bir duruma girilecektir.  

22 Ağustos 2011 tarihi faşizmin hançer gibi boğazımızı kestiği tarih olacaktır!

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Bu tarihten itibaren paket internet denilen bir uygulamaya geçecek. Haydar, baldız, adult gibi sözcükler ilk aklıma gelenler. Bunlar gibi daha saymakla bitmez sözcüklerin kullanıldığı sitelere erişimin engelleneceği yeni bir sansürleniş şekli başlayacak.

Bunun gerçekten de çocukları pornodan uzak tutmak amacıyla yapıldığını düşünmek ve sanmak kadar safiyane bir düşünce olamaz. Bu paket siyasal bir işleyişin başlangıcı olacaktır. Ve üstelik Proxy DNS ayarlarını değiştirmek de suç sayılacak ve derhal kanuni işleme tabi tutulacak…

Şimdi düşünün Anayasamızın ilk dört maddesi değiştirilmiş ve Türk-kürt Federe Devleti gibi akıllara ziyan bir proje hayata geçmiş… Atatürk milliyetçiliği diye bas bas bağıran bizlerin Türk Milliyetçiliği, Kemalizm gibi sözcükleri kullanmamıza müsaade edilir mi? Kemalizmi savunmak anayasal bir suç haline gelmez mi o zaman?

Ben sesli düşüncelerimi paylaştım sadece. Ama durum ne yazık ki ortadadır.

2011 için düğmeye basılmıştır!

 

Hiç yorum yok :