şimdi hayallerin gözleri gri
talan selleri sildi
içimizdeki
ıhlamur ağaçlarının renklerini…
silinemiyorsa yazılanlar,
karalanır üzerleri
ya da ne var ne yoksa okunamasın diye
dövülerek yıkanır,
küllerle ve çamurlarla.
silebilir misin sen
gencecik kızlarımın bir halı üzerindeki
“karanfilli” hayallerini?
Silebilir misin
yemenisindeki iğne oyasından
asker Memed’ini?
silebilir misin
tütününün zıvanasından
bir nefes doldururken içine
Hasan Amca’nın kahvede
kurtuluşu anlatmasını
tavşan kanı çayına banarken Elif aşkını,
vatan aşkına katmasını?
devşirilmiş bıyıklar var
ve hörgüç kafalı kadınlar,
beş yıldızlı otellerde, benim paramla
saltanat toplantıları yaparlar!
bilmezler ki
parayla alınmadı bu topraklar
para karşılığı bir türkü
yakabilir mi hiç ozanlar?
bilmezler,
Anadolu’da toprak içre yaşadı
o ulaşılmaz sevdaları,
Ferhatlar ve Mecnunlar…
aşk büyülü bir iklimdir ki
onlar bilmezler!
kısraktır aşk,
o kısrağın üzerindeki gelin,
o gelinin yoğurduğu hamur,
hamuru hamur eden bir yağmur ki
şehidimin rahmeti,
canımın bahar tomurcuğu
her döngüde kuşaktan kuşağa
bulanan bu sevdaya …
bilir misin kusup atacak seni
diğer attıklarıyla toprak,
kafandaki hörgücün
kana bulanmış bıyığın
çekip gidecekler heyhat!
her bahar tomurcuğunda,
memleket aşkına bulanacak
bütün duru renkleriyle
benim ıhlamur çiçeklerim…
“ıhlamur çiçeklerim”
j.ak
06.Haziran.2011
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder