toplamı kadarsındır yaşadıklarının
kimi zamansa arta kalanı
kimi zamansa arta kalanı
öyle eksilmiş, öyle bitip tükenmiş
kuytular kâr etmez artık oradan çık
belki uzaktan gördüğün o ışık
tünelin ucundan sür'atle yaklaşıp
üzerinden geçecek olan bir trendir kim bilir?
ardına bak ve gör, orada olanlar hep senin gölgendir.
bir kedi zarafetinde,
uzatıyor şimdi kollarını geçmiş
kurallar, kavramlar, coğrafyalar
krallar, kanunlar, insanlar
tut ki eksilenisin bir artanın
ya da bir iklim kadar uzağında farkındalıklarının
konuş ki bir nefesin,
asılsın gök kubbeye
ve zembille in gökten
hem de bardaktan dökülürcesine
yakın diyorum artık şu türküleri yakın
buhar olup uçsunlar
buhar olup uçsunlar
sarsın memleketi fanus olup dumanlar,
bu denli karanlık olamaz yine de
ve bu denli kör yalancı
hiç bir isin altında yaşananlar...
ve bu denli kör yalancı
hiç bir isin altında yaşananlar...
güneydoğu'da çocuk gelin olma yaşı
on iki yaş ve yedi aymış
ve diğer yerlerde on üç on beş, on altı
hükümetse cezayı kesmiş
yayın evi sahibine. Mahkeme,
yayın evi sahibine. Mahkeme,
altı aydan üç yıla kadar hapis istermiş
muzır neşriyattan korumak için çocukları
muzır neşriyattan korumak için çocukları
umurunuzda mıydı oysa yıllardır
bir çocuk gelinin o minik gözyaşı?
bir çocuk gelinin o minik gözyaşı?
o gözyaşı ki
bir çocuğun boğazında düğüm alayı
neşriyatı görüp canlısını görmez muzırın
geçmişimiz buzdan bir heykel
ve yangınlarda tüneldeki sarı gölgeler
duvarlar ki,
bilirsin hep sanrıdır gerçekte
bilirsin hep sanrıdır gerçekte
oysa dağlar bile duramadı
bir zamanlar önümüzde
yakın şu sözcükleri artık kalkın
gökyüzü belki de bize daha yakın...
oturduğu yerden vatan kurtarmanın
oblomov'u bile kıskandıracak
şu kaskatı tembelliğinden arın,
ya da bildiğin yöne kır, sığın
savunmalar ardına
ve eleştir
nasıl olsa bedava...
“düğüm alayı”
j.ak
05.Ekim.2011
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder