4 Ekim 2011 Salı

YENİSİNİ YAPMAK...

Yeni Anayasa hakkında atılan çığlıklar yayılıyor alçak basınç etkisindeki memleket semalarına.

Cemil Çiçek yeni Anayasa hakkında diyor ki: “Eskisini tamir etmeyeceğiz yep-yeni bir hukuk inşa edeceğiz.”

Kendisi sanırım mütehhaitlik tarzı bir içgüdüyle Anayasa gibi bir kavram hakkında konuşurken, böylesi bir oksimoronu uygun buldu. Ancak anımsanması gereken önemli bir konu var ki; burada depremde hasara uğramış evlerden bahsetmiyoruz... Nedir eskisini tamir etmemek ve yepyeni olanı yapmak?  Eski olanı yıkıp, molozları hafriyatı temizlemek ve yeni baştan bir temel ve gök kubbeye doğru uzanan bir gökdelen(!) inşaa etmektir.  Yani inşaatçı mantığıyla böyle...


Hani İstanbul’un en pahalı semtlerinde de yapıyor ya Büyük Şehir Belediyesi. Evet ondan. Eski yerleşim yerlerinde kırk elli yıldır otura duran mahalle ve semt sakinleri ellerine üç beş kuruş verilip yerinden yurdundan edilip o eski evler yıkılıp, yenileri yapılıyor ya, onu diyorum. Kentsel dönüşüm(!) projeleri. Yoksa rantsal dönüşüm mü demek daha doğru olurdu bilemedim. Bildiğim şu ki AKP ve yandaşları bu yıkıp da yerine yenisini yapmak konusunda oldukça başarılı(!) işlere imzalar attılar. 


Yani Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet de yıkılsın, ha keza ilk dört maddeye falan da gerek olmaksızın yeepyeni bir Anayasa yapılsın gibi bir saplantıya girilmiş. Bu bir inşaatçılık refleksi midir? Anlamak güç.
Ama burada inşaat veya kentsel dönüşüm projesi yapmıyoruz.
Eğer bir inşaattan bahsedecek olursak da kendileriyle aynı dilden konuşalım o halde...

Bizim Cumhuriyetimiz, tıpkı Anadolu Hisarı gibidir.

Bizim Cumhuriyetimiz, tıpkı yüzlerce yıl ayakta kalmayı başarabilmiş ahşap bir “Safranbolu Evi” gibidir.

Nadidedir yani...

Geleceğe miras bırakılması gereken bir nitelik taşır.


İşte geleceğe miras bırakılması gereken yapılar yıkılmazlar restore edilirler.


Restorasyon çok hassas ve çok zor bir konudur. Öncelikli amaç bir eseri korumaktır yani! 


Birilerinin bunu Cemil Çiçek'e acilen anımsatması gerekiyor...

Tablolardan ve heykellerden de vermek isterdim bu örnekleri ama ne yazık ki gördükleri yerde heykel yıkan bir zihniyetle karşı karşıyayız...

Ha keza İstanbul İstanbul olalı ne yangınlar ne kundaklamalar görmüştür hey gidi. Tarihi eserlerin sistemli bir şekilde yanıverip, kül oluverip, yerlerine bilumum AVM ve özel mülk yapılması ise komikliğin nirvanasıdır...

Şimdi de Anayasamızın ilk dört maddesini kundaklamaya çalışıyorlar. Hem de inşaatçı mantığıyla.

Çok yazık...

Hiç yorum yok :