bir tarihten
bir biz sürüsü aktı,
yediklerimiz bir karar
aynı topraktı
kendi içtiğimiz
iki koca ırmak,
içirilense nifaktı.
derken bir pişirimlik
diyecek düştü dile
pişirildi ağır ateşlerde.
göz akından yayılırken düşün,
tuzlu tatlı
ekşi ve acı diye
ayrılmıştı görünüşün...
her bir başka görüşün,
kuyusu kazıldı,
kuyular derinleştikçe
yankısından duyulmadı
tek tını.
hain ve yalan gözlerden
nefret aktı.
eriyor koca orman,
bir değil,
bin yerinden.
vuruyor düşman.
çakılmış sabotaj ateşleri
karanlıklardan!
değerli taşlarıdır bu yurdun
kör kuyulara tıkılan
yanmaz haykırışlarıyla
kalem olup parıldayan...
ağaçlarımız var günahsız
yemyeşil ve yanmayan!
kökleri atlı birer süvari,
yağmur ormanlarından…
yıkayacak günün birinde
yağmurları gök kubbenin,
yıkasın!
alnımızdaki duman karası
yepyeni tarihlere ağarsın!
yağsın ki yağmur
taşsın kör kuyular,
yükseldikçe yükselsin
yazık dolu o yazılar...
İçsin bu topraklar
tertemiz yağmurları içsin
ki her karışı bu yurdun,
canlarımızdan
iç sin!
iç sin!
"iç sin"
j.ak
05.Nisan.2011
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder